Merhaba!
Ben sürekli geliştirilmekte olan Manisa Büyükşehir Belediyesinin yapay asistanıyım.
Size her zaman doğru bilgiyi veremeyebilirim ama yine de elimden geleni yapacağım 🙂
Size nasıl yardımcı olabilirim?

Web sitemizi ziyaret ettiğinizde, IP adresiniz otomatik olarak toplanır.
Bu bilgi, güvenlik önlemlerimizi artırmak, hizmet kalitemizi iyileştirmek ve yasal gerekliliklerimizi yerine getirmek için kullanılmaktadır.
IP adresiniz, kimliğinizi doğrudan belirlemek amacıyla değil, güvenliğimizi sağlamak, dolandırıcılığı önlemek ve teknik sorunları gidermek gibi amaçlarla kullanılmaktadır.
Sohbete başladığınız an bu yükümlülüğü kabul etmiş sayılırsınız.
29.06.2012 17:34

MANİSA ve İzmir Valilikleri, iki kentin sınırları içinde yer alan Spil Dağı, Yunt Dağı ve Bozdağlar’da kırsal turizmi geliştirmek amacıyla, ‘İzmir-Manisa Kırsal Turizm Çalıştayı’ düzenledi. Toplantıya Belediye Başkanı Cengiz Ergün de katıldı. Başkan Ergün, toplantıda yaptığı konuşmada, “Manisa, kültürel ve doğal zenginliklerinin yanı sıra üç ilahi dine ait tarihi mabetleri sınırları içerisinde barındıran bu çerçevede kırsal turizmin yine turizme yönelik pek çok diğer unsurla özdeşleşebileceği önemli bir kenttir” dedi.

Manisa ve İzmir Valiliği işbirliğiyle düzenlenen ‘İzmir-Manisa Kırsal Turizm Çalıştayı’ Balçova Termal Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıya Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, İzmir Vali Yardımcısı Haluk Tunçsu, Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Belediye Başkan Yardımcısı Nursel Ustamehmetoğlu, Kültür Sosyal İşler Müdürü Yonca Ekmekçi, İzmir ve Manisa Kültür ve Turizm Müdürleri ile ilgili ilçe ve belde belediye başkanları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, toplantının açış konuşmasını yaptı. Ediz’in ardından Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse de bir konuşma yaptı. İzmir Vali Yardımcısı Haluk Tunçsu’nun da konuşmasının ardından kürsüye Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz çıktı. Toplantıya ev sahipliği yapan İzmir Valiliği’ne teşekkürlerini sunan Vali Daşöz, “Kırsal kesimde yaşayan insanların hayat standardını tarıma ve doğaya dayalı turizm veya tarım dışı ekonomik faaliyetlerle de çeşitlendirmesinde önemli bir unsur olan kırsal turizm, kırsal kalkınmanın önemli bir ayağını oluşturmaktadır” dedi.

Kırsal turizm mevsimsel kısıtlamaya tabi değil

Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Füsun Baykal, Prof. Dr. Ersin Doğer, Doç. Dr. Gözde Emekli ve Belediye Başkanı Cengiz Ergün, kırsal turizme yönelik çalışmalar hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Kırsal turizmin kırsaldaki yerleşik hayatı doğal kaynaklarla bir araya getirerek Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de giderek yaygınlaşan bir turizm türü olduğunu ifade eden Belediye Başkanı Cengiz Ergün, “Turizmde oluşan yeni beklentiler, farklı kültürlere duyulan ilgideki artış ve kırsal turizmin yerel ekonomik kalkınmaya sağladığı olumlu katkı, kırsal turizmin gelişme kaydetmesine olanak sağlamıştır. Kırsal turizm, iklim koşulları ile doğrudan bağlantılı olmamasından ötürü mevsimsel bir kısıtlamaya tabi değildir. Dolayısıyla, ülkemizde yıllardan beri turizm denince akla gelen tek türün deniz turizmi olma kıskacından sıyrılma adına önemli bir hareket alanı olduğunun altı çizilmelidir” dedi.

Manisa kırsal turizm ile özdeşleşebilecek bir kent

Kırsal turizm ile gelen turiste bir dağ evinde, köyde, çiftlikte konaklama imkânı sunulabilirken, aynı zamanda turistin farklı faaliyetlere dâhil olması sağlanarak yöresel ürünlerin yetişme şeklinden yine o yöreye özgü çeşitli el zanaatlarının üretimine kadar pek çok konuya dair merakına ve öğrenme isteğine cevap verilebileceğine de işaret eden Başkan Ergün, “Bu da farklı bir turist kitlesine hitap etmek anlamına geleceğinden, ülkemiz ve bölgemiz için yeni pazarlar doğuracak, turist sayısındaki artışla doğru orantılı olarak turizmden elde edilen gelirde yükselme anlamına gelecektir. Batı Anadolu’da Spil Dağı ile Gediz Nehri arasında yer alan Manisa, Ege Bölgesi’nin ulaşım bakımından önemli bir noktasında bulunmakta olup zirai, ticari ve sanayi açısından gelişmiş bir kenttir. Tarih boyunca kültür ve sanatın yoğunlaştığı, ticaret yollarının geçtiği Manisa, kültürel ve doğal zenginliklerinin yanı sıra üç ilahi dine ait tarihi mabetleri sınırları içerisinde barındıran bu çerçevede kırsal turizmin yine turizme yönelik pek çok diğer unsurla özdeşleşebileceği önemli bir kenttir” diye konuştu.

Manisa’da organik tarım önemli bir yer tutmakta

Manisa’nın konumu itibariyle kırsal turizm noktasında çiftlik turizmi, yayla turizmi ve eko turizm boyutunda avantaj sahibi olduğunu dile getiren Ergün, “Manisa, İzmir sınırlarına uzanan dağlarıyla da dikkat çekmektedir. Sebze/ Meyve üretimi açısından zengin olan ilimiz tarımsal faaliyetlerde oldukça etkin olup İyi Tarım Uygulamaları alanında çalışmalar yürütmektedir. Organik tarımın yoğunlukla tercih edildiği bir kent olan Manisa’da 2008 yılı verilerine göre toplam 25 bin 442 ton sebze/meyve organik tarım yöntemi ile üretilmiştir. Bunun yanı sıra Manisa ilinde organik tarımla üretilen ürünlerden domates, elma, biber ve zeytin önemli yer tutmaktadır. Üzümün merkezi Manisa’mızda yine 2008 yılı içerisinde 12 bin 394 ton üzüm organik tarım yöntemiyle üretilmiştir. Bu da, kırsal turizm bakımından bu ürünlerin doğal ortamlarında yetiştirilmesinden işlenişine Manisa’nın yöresel kimliğine sahip çıkan köy ve beldelerinde yerli ve yabancı turiste sunulabileceği anlamına gelmektedir” dedi.

Kısa çaplı turlar derinlemesine gözlem şansı vermiyor

Üzüm ile birlikte, tütün ve zeytinde de önemli bir üretim payına sahip olan Manisa’nın, bu sayede tarımsal üretimde Türkiye’de ilk üçte yer aldığını da sözlerine ekleyen Başkan Ergün, “Ekolojik çeşitlilik ve turizm açısından önem arz eden Spil Dağı ve bu dağın kuzeybatı eteklerinde bulunan ‘Niobe Ağlayan Kaya’ önemli doğal güzelliklerdendir. Yine yüzyıllardır insanımıza şifa vermiş Mesir Macunu da Manisa’nın başka bir kültürel zenginliğidir. Türkiye'deki ilk çevrecilik hareketini başlatan ve Manisa Tarzanı olarak bilinen Ahmet Bedevi de Manisa ilinin simgelerindendir. Yetiştirdiği ağaçlara evlatlarım diyebilecek kadar kendini onlara adamış olan bu tarihi şahsiyetin hayatından modern insanın çıkarması gereken kıymetli dersler vardır. Tüm bu kültürel değerler, turistlerin kısa çaplı turlarda derinlemesine gözlem şansı elde edemeden bilgi almaya çalıştığı konular arasındadır” dedi.

Manisa önemli jeofizik ve panoromik güzelliklere sahip

Bunun önüne geçmenin yollarını da sıralayan Başkan Ergün, şunları söyledi: “Oysa örneğin Spil Dağı’nda konaklama imkanı bulan bir turist, var olan tarihi Niobe’yi daha geniş çaplı öğrenme isteği duyabilir, belki de dünyanın ilk çevrecisi olan Tarzan’ın ektiği ağaçları görebilir hatta yaşadığı yeri merak edip ziyaret edebilir ve aralarında Mesir Macunu yapımında kullanılan baharatların da olduğu çeşitli endemik bitki türlerinin yetiştiği bereketli topraklarda günlük yaşantıya tanık olabilir. Ayrıca, Manisa’nın eko turizm açısından en önemli mevkisi olan Spil Dağı Milli Parkı, laleleriyle ünlüdür. Milli park içerisinde yer alan Seyirtepe çevresinde endemik bitki türleri ve yağlı çam ağaçları bulunmaktadır. 60 metre yükseklikten başlayarak zirvede 1.513 metreye ulaşan bu dağ; Sandıkkale, Tantalos Kalesi gibi arkeolojik, Kybele gibi mitolojik değerlere, mağara, in, kanyon, dolin gibi jeofizik formasyonlara ve panoramik güzelliklere sahiptir. Kırsal turizmde önemli olan, kırsal bölgenin tüm özellikleriyle turiste sunulması ise Manisa’ya ya da İzmir’e gelen bir ziyaretçinin gittiği yerden bu güzellikleri görmeden ve öğrenmeden ayrılması ciddi ölçüde kültürel ve doğal bir tanıtım kaybı olarak tanımlanabilir.”

Turizm kalitesine ivme kazandırır

Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde bulunan etrafı sulak çayırlar ve sazlıklarla kaplı olan Marmara Gölü’nün zengin kuş çeşitliliğiyle kuş gözlem meraklıları için önemli bir cazibe merkezi oluşturduğunu vurgulayan Ergün, “Spil Dağı-Niobe örneğine benzer bir örnek de yine Yunt Dağı bölgesi için geçerlidir. Bu dağ, üzerinde Hellenistik dönemden kalma tapınaklar barındırmakta, turistlere kültür turizmi imkânını sağlamaktadır. Eko turizmin, insanlara bitkileri ve hayvanları doğal bölgelerinde izleyebilme, o yerlere özgü kültürel faaliyetlere katılma imkânı verdiğini göz önüne alırsak, başta Spil olmak üzere bölgemizde bulunan dağların bize neredeyse hediye ettiği bu güzellikleri ilgi ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmamız kıyı turizmi için bir alternatif teşkil ederek rekabet edilebilirlik düzleminde turizmin kalitesine gözle görünür ölçüde katkı ve ivme sağlayacaktır” dedi.

Spil’de spor faaliyeti imkanı var

Manisa ve İzmir sınırlarındaki dağların çeşitli sportif faaliyetlere de ev sahipliği yapabilecek kapasiteye sahip olduğunun altını çizen Başkan Ergün, “Kırsal turizmin hedef kitlesinin daha ziyade yetişkinlerden oluştuğu, bu bağlamda bütçeyi fazla zorlamadan ailelerin tatil ihtiyaçlarını karşılayabildiği gerçeği dikkate alındığında yetişkinlerin yanı sıra gençlere de farklı alternatifler olarak görünebilmektedir. Spil, yine bu manada halkın ve turizm sektörünün farklı ihtiyaçlarına cevap verme kapasitesi olan doğal bir güzelliktir. Buna örnek olarak, Manisa Kent Ormanı ve Süreyya Park Piknik Alanı (Mesire alanı), Uncubozköy üstündeki Kent Ormanı bölgesinde bulunan Mesir Tabiat Parkı ve Akpınar Piknik alanlarının Spil Dağı’nın Manisa'ya bakan eteklerinde yer alması, yamaç paraşütü ile şehir üzerinde uçulabilmesine imkan veren nadir yerlerden olması, Yılkı Atlarına ev sahipliği yapması verilebilir. Bu olanakların yanında dağın jeo-morfolojik yapısı dağ yürüyüşleri, atıcılık gibi sporların yapılmasına imkân vermektedir” diye konuştu.

Doğal olanı korumak şart

Spil Dağı’nda bulunan bungalowlarda, kamp alanı bölgesinde çadır veya karavan ile ya da Spil Dağı Atalanı Bölgesine 2-3 km uzaklıkta bulunan Ayvacık Köyü’nde kurulmuş Hanımağa Çiftliği’nde doğa ile iç içe konaklamanın da mümkün olduğunu hatırlatan Başkan Ergün, “Ülkemizin ve Ege Bölgesi'nin dağcılık ve yürüyüş faaliyetlerinde önemli bir merkez olan Bozdağlar, antik çağın iki önemli merkezi Sardes ile Efes arasında yer aldığından; Spil ve Yunt dağı örneklerinde de değindiğim gibi çevresinde kültür turizmine de hizmet etmek üzere önemli tarihi yerleşimleri barındırmaktadır. Kırsal turizmin katkıları geleneksel öğelerin yakından tanınmasına olanak sağlamakla sınırlı kalmayacaktır. Zira turizm içinde bulunulan çevrenin tüm doğal, tarihsel, kültürel özellikleriyle tanıtılması, sunulması anlamına gelir. Bu noktadan hareketle doğal çevresinin tanıtımına elçilik eden her kim ise o bu çevrenin ilelebet doğal kalması gerekliliğinin de farkında olacaktır. Bu bilinci taşıyan birey çevresine ve kültürüne sahip çıkacak, sahip olduğu zenginliğin farkında olarak yaşayacaktır. Bu boyutuyla ele alındığında kırsal turizm, pek çok diğer turizm koluyla bütünleşmekte doğal olanın olduğu gibi korunması gerçeğiyle iç içe geçerek gerek turiste gerekse yerel halka bu bilincin aşılanmasında etkili olmaktadır” dedi.

Manisa gücünü yeterince kullanmıyor

Manisa’nın kırsal turizm alanında sahip olduğu potansiyelin farkına varması gerektiğini de belirten Başkan Ergün, “Bu farkındalık kültür boyutuyla ele alındığında bir kültür bilinçliliği dalgası yaratabilecek ve Manisa’nın sahip olduğu tüm değerler bu platformda eş güdümlü olarak irdelenebilecektir. Zira Manisa inanç turizmi, kültür turizmi, kongre turizmi ve termal turizm açısından farklı etki alanları yaratabilecek güce sahipken bu gücü yerinde ve gereğince kullanamamaktadır. Manisa’yı inanç turizmi açısından farklı kılan husus ise İncil’de geçen yedi kutsal kiliseden üçünün bu ilde bulunmasıdır. Ayrıca Aigai ve Sardes gibi M.Ö. önemli dönemlerden kalıntıları ve tarihsel zenginliği bünyesinde barındıran önemli ören yerleri de yine Manisa il sınırları içindedir. Konumu ve sanayi kenti olması itibariyle sahip olduğu avantaj ise Manisa’yı bir kongreler şehri yapabilecekken bu durum da değerlendirilemeyen imkânlar arasındadır. Sağlık turizmine hizmet edebilecek kaplıcaları ise kentin doğal dokusu ile iç içe yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açıktır” diye konuştu.

Bölgemiz kırsal turizmin merkezi haline gelebilir

Tüm bu özelliklerin turizm ile buluştuğu noktanın tanıtımdan geçtiğini de ifade eden Başkan Ergün, şunları söyledi: “Günümüz turizm anlayışında çok yönlülük, hem stratejik hem de ekonomik açıdan tanıtım politikalarında geniş yer bulmaktadır. Markalaşmanın git gide daha fazla önem kazandığı bu sektörde her anlamda çeşitliliği desteklemek yerel otoritelerin temel görevleri arasında yer almalıdır. Zira kırsal turizm amaçlı ziyarette bulunan bir turistin konaklama süresi boyunca yerel toplumla sosyal, kültürel ya da ekonomik olarak temasa geçmemesi mümkün değildir. Dolayısıyla, kırsal turizm içinde barındırdığı tüm nitelikler ile turizmde hem tanıtım ve pazarlamada hem de turist profilinde çeşitliliğe olanak sağlayacak hem de bağdaştırıcı özelliği ile farklı alternatiflerin bir arada sunulmasına imkân tanıyacak bir alt sektördür. Sahip olduğumuz bu olanakları ortak imkanlarımızla birlikte tek bir potada eriterek bölgemizi bir kırsal turizm merkezi haline getirebileceğimiz, bölgesel ve uzun vadede ulusal kalkınmaya ciddi oranda katkı sağlayabileceğimiz kanaatindeyim.”

Çalışma grupları oluşturuldu

Konuşmaların ardından Manisa Kırsal Turizm Derneği Başkanı Nedim Zurnacı da, kırsal turizmin geliştirilmesine yönelik görüşlerini aktardı. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturumda gerçekleştirilen çalıştayın sonunda, soru-cevap ve değerlendirme bölümünün ardından çalışma gruplarının oluşturulması ve kırsal turizmin gelişimine yönelik çalışmaların hızlı bir şekilde yürütülmesinin sağlanması konusunda görüş birliğine varıldı.

Diğer Haberler
Sonraki Önceki
Manisa Büyükşehir Belediyesi © 2021 Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu